Skip to main content
Category

Yönetilen Hizmetler

BT Sektöründe Güçlü Müşteri İlişkileri Nasıl Kurulur?

BT Sektöründe Güçlü Müşteri İlişkileri Nasıl Kurulur?

BT sektöründe rekabetin hızla arttığı günümüzde, teknik yeterlilik artık tek başına yeterli değil. Müşteri deneyimini iyileştiren, sürdürülebilir ilişkiler kurabilen firmalar, sektörde farklılaşıyor. Bu bağlamda, BT sektöründe müşteri ilişkileri artık sadece satış sonrası destekten ibaret değil; tüm organizasyonun stratejik bir önceliği haline gelmiş durumda. Bu yazıda, güçlü müşteri ilişkileri kurmak için izlenmesi gereken temel adımları inceliyoruz.

Müşteri Deneyimini (CX) Önceliklendirin

BT sektöründe müşteriler, yalnızca kaliteli hizmet değil, aynı zamanda beklentilerine uygun bir deneyim talep ediyor. SuperOffice verilerine göre, müşterilerin %86’sı iyi bir deneyim yaşadığında daha fazla ödeme yapmaya istekli oluyor. Bu, teknik destekten proje yönetimine kadar tüm süreçlerde müşteri merkezli yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca Zendesk’in raporuna göre kötü bir deneyim yaşayan müşterilerin %60’ı markadan tamamen kopuyor.

Müşteri deneyimini dijitalleşme ile geliştirmek de bu süreçte önemli bir rol oynar. Özellikle kurumsal süreçlerin dijital dönüşümle yeniden tasarlanması, hem hizmet hızını hem de müşteri memnuniyetini artırır.

Güçlü Bir CRM Sistemi Kullanın

IT sektöründe sürdürülebilir müşteri ilişkileri için doğru araçlara sahip olmak şart. Özellikle CRM sistemleri, tüm müşteri etkileşimlerini merkezi bir yapıda toplama imkânı sunarak şirketlerin daha verimli çalışmasını sağlıyor. Flowlu’ya göre CRM kullanan firmalar satışlarını ortalama %29 artırırken, müşteri memnuniyetinde de %47’ye kadar artış sağlayabiliyor. Özellikle proje bazlı çalışan BT firmaları için bu sistemler, hem teklif süreçlerinde hem de destek sonrası geri bildirimlerin takibinde büyük avantaj yaratıyor.

Kişiselleştirme ile Güven İnşa Edin

Günümüz müşterileri, yalnızca hızlı yanıt değil, aynı zamanda kendilerine özel çözümler de bekliyor. Forbes Tech Council’in 2025 tarihli analizine göre, kişiselleştirilmiş iletişim stratejileri müşteri güvenini %45 oranında artırıyor. BT firmaları, müşterinin geçmiş taleplerini, sektörünü ve hizmet geçmişini dikkate alarak özel çözümler sunduğunda, uzun vadeli bir bağ kurulması çok daha kolay hale geliyor. Bu bağlamda, otomatik mesajlar yerine bağlamlı, ihtiyaç odaklı iletişim tercih edilmelidir.

BT Sektöründe Güçlü Müşteri İlişkileri Nasıl Kurulur?
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Tutarlılığı Sürdürün

Müşteri memnuniyetinin sürekliliği için hizmetin her aşamasında aynı kaliteyi sunmak kritik bir başarı unsurudur. McKinsey’nin geliştirdiği “3C” modeli (Consistency, Consistency, Consistency), hizmet kalitesinde, iletişim tarzında ve marka deneyiminde tutarlılığın müşteri sadakatine olan etkisini vurgular. Özellikle BT sektöründe, destek taleplerinden teknik danışmanlığa kadar tüm temas noktalarında bu tutarlılık korunmalıdır.

Bu noktada DevOps kültürü, geliştirme ve operasyon ekipleri arasında iş birliğini artırarak tutarlılığı teknik altyapıya da taşır. Otomasyon, versiyon kontrolü ve sürekli entegrasyon gibi yaklaşımlar sayesinde, hizmet kesintileri azalır ve müşteri deneyimi standardize edilir.

Proaktif Destek Sunun

Sorun ortaya çıkmadan önce müdahale edebilmek, BT sektöründe müşteri memnuniyetini ciddi ölçüde artıran bir faktördür. Hiver’ın verilerine göre, müşterilerin %66’sı sorun yaşanmadan önce destek almayı, marka sadakati açısından önemli buluyor. Örneğin, sistem güncellemeleri, güvenlik uyarıları, performans analizleri gibi önleyici yaklaşımlar müşteride profesyonellik algısını artırır. Bu bağlamda, kullanıcı ve veri erişimini sıkı denetim altına alan Zero Trust yaklaşımı, BT firmalarının müşteri güvenini proaktif şekilde inşa etmesine katkı sağlar.

Müşteri Geri Bildirimlerini Analiz Edin

BT hizmetlerinin kalitesi kadar, bu hizmetlerin müşterilerde bıraktığı izlenim de değerlidir. Düzenli olarak alınan geri bildirimler müşteri bağlılığını iki katına kadar çıkarabilir. Geri bildirim kanalları, anketler, NPS skorları ve kullanıcı deneyimi analizleriyle zenginleştirilmelidir. Bu veriler, yalnızca mevcut memnuniyeti ölçmekle kalmaz, aynı zamanda hizmetin hangi yönlerinde iyileştirme gerektiğini de gösterir.

Uzun Vadeli İlişki Odaklı Strateji Geliştirin

BT sektöründe müşteri ilişkileri, sadece satış ve teslimat süreciyle sınırlı değildir. İyi bir ilişki, hizmet sonrası sağlanan eğitimler, danışmanlıklar ve yeni çözüm önerileriyle beslenmelidir. Forbes’un verilerine göre sadık müşteriler, yeni müşteri ediniminden %60 daha fazla kâr sağlar. Bu yüzden BT firmaları, kısa vadeli kazançlar yerine, müşteriyle birlikte büyümeye odaklanan stratejiler geliştirmelidir. Karşılıklı güvene dayalı bu yapı, hem hizmet kalitesini hem de müşteri memnuniyetini artırır.

Sonuç olarak, IT sektöründe müşteri ilişkileri, teknik bilgi kadar ilişki yönetimi becerisi de gerektirir. Müşteri deneyimini önceliklendirmek, kişiselleştirilmiş ve tutarlı hizmet sunmak, proaktif destek sağlamak ve geri bildirimleri analiz etmek gibi stratejiler, müşteri bağlılığının temelini oluşturur. Bu süreçte kullanılan teknolojiler (CRM gibi), kurumsal kültür ve çalışan yetkinliği de başarının belirleyici unsurlarıdır. Güçlü ilişkiler kuran BT firmaları yalnızca müşteri kazanmaz; uzun vadeli bir itibara ve sürdürülebilir başarıya da sahip olur.

IT projelerinizde fark yaratacak çözümlerimiz için 👉 bizimle iletişime geçin.

BT sektöründe müşteri ilişkileri neden bu kadar önemli hale geldi?

BT sektöründe teknik yeterlilik artık tek başına rekabet avantajı sağlamıyor. Müşteri deneyimi, sadakati ve geri bildirimlere duyarlılık, hizmet kalitesini ve marka değerini doğrudan etkiliyor. Bu nedenle müşteri ilişkileri, yalnızca destek birimlerinin değil, tüm organizasyonun stratejik bir önceliği olarak ele alınıyor.

CRM sistemleri müşteri ilişkilerini geliştirmede nasıl rol oynar?

CRM sistemleri, müşteriyle ilgili tüm verileri merkezi bir yapıda toplar. Bu sayede satış, destek ve proje ekipleri koordineli çalışabilir. Ayrıca kişiselleştirilmiş çözümler sunmak ve müşteri davranışlarını analiz etmek daha kolay hale gelir. Bu da hem memnuniyeti hem de sadakati artırır.

Proaktif destek ne demek ve neden önemlidir?

Proaktif destek, sorun ortaya çıkmadan önce önlem almayı ifade eder. Yazılım güncellemeleri, güvenlik bildirimleri veya sistem optimizasyonları gibi adımlarla, BT firmaları müşteriye yalnızca çözüm değil, öngörü sunar. Bu yaklaşım, güven ve profesyonellik algısını güçlendirir.

Dijital müşteri deneyimi nasıl geliştirilebilir?

Müşteri deneyimini dijitalleştirmek, sadece online formlar veya chatbotlar kullanmak değil; tüm hizmet sürecini daha akıcı, şeffaf ve erişilebilir kılmaktır. Bu süreçte self-servis panolar, otomatik raporlamalar ve kişiselleştirilmiş destek sistemleri fark yaratır.

Müşteri geri bildirimleri nasıl daha etkin kullanılabilir?

Geri bildirimler yalnızca memnuniyeti ölçmek için değil, aynı zamanda ürün veya hizmet geliştirme süreçlerine yön vermek için kullanılmalıdır. Anketler, Net Tavsiye Skoru (NPS) ve kullanıcı deneyimi analizleriyle zenginleştirilen bu veriler, stratejik kararların temelini oluşturur.

Siber Dayanıklılık Neden Önemli? Nasıl “Siber Dayanıklı” Olursunuz?

Nasıl "Siber Dayanıklı" Olursunuz?

Siber saldırıların artık sadece büyük şirketleri değil, her ölçekteki kurumu hedef aldığı bir dönemdeyiz. Fidye yazılımlarından kimlik avına, iç tehditlerden tedarik zinciri saldırılarına kadar riskler giderek çeşitleniyor. Bu tehditleri engellemek kadar, etkilerini azaltmak ve hızlıca toparlanmak da kritik hale geldi. İşte tam da bu yüzden “siber dayanıklılık” kavramı, günümüz iş dünyasında sadece BT departmanlarının değil, tüm organizasyonun önceliği olmalı.

Peki siber dayanıklılık nedir?

Siber Dayanıklılık Nedir?

Siber dayanıklılık, bir organizasyonun siber saldırılara, sistem arızalarına veya veri ihlallerine karşı direnç gösterme, olaylara etkin şekilde yanıt verme ve mümkün olan en kısa sürede operasyonel normale dönme kapasitesidir.

Yani sadece “saldırıları önlemek” değil, saldırı gerçekleştiğinde iş sürekliliğini korumak ve verileri kurtarmak bu yaklaşımın temelidir.

Siber Dayanıklılık Neden Önemlidir?

1.     Saldırılar Kaçınılmaz, Hazırlık Şarttır

Siber saldırılar artık sadece “olası bir tehdit” değil, çoğu kurum için “kaçınılmaz bir gerçeklik”tir. Bu yüzden sadece korunmaya odaklanmak yeterli değildir; saldırı olduğunda nasıl hızla toparlanacağınız da belirleyici hale gelir.

2.     Geleneksel Güvenlik Yetersiz Kalıyor

Klasik güvenlik önlemleri saldırıları engellemeye çalışır; ancak saldırı başarılı olursa, toparlanma yeteneği olmazsa sistemler çökebilir ve kurum büyük zarar görebilir.

3.     İş Sürekliliği ve Müşteri Güveni Tehlikede

Bir siber saldırı sadece BT altyapısını değil, şirketin iş yapma kapasitesini, itibarını ve müşteri güvenini doğrudan etkiler. Dayanıklı olmayan firmalar, hem finansal hem itibari kayıplar yaşar.

4.     Yüksek Maliyetli Kesintiler

Saldırı sonrası operasyonların durması, sadece teknik bir sorun değil; milyonlarca dolarlık gelir kaybı anlamına gelir. Ayrıca regülasyonlara uymayan firmalar yasal yaptırımlarla karşılaşabilir.

5.     Karmaşık Yapılarda Risk Artıyor

Hibrit ve çoklu bulut ortamlarında çalışmak, dijital ekosistemi daha karmaşık hale getiriyor. Bu da saldırı yüzeyini genişletiyor ve siber dayanıklılığı daha da kritik bir hale getiriyor.

Siber Güvenlik Mi,Siber Dayanıklılık Mı?

Çoğu zaman bu iki kavram karıştırılır.

  • Siber güvenlik, tehditleri engellemeye odaklanır.
  • Siber dayanıklılık, tehdit gerçekleştiğinde toparlanma kabiliyeti üzerine kuruludur.

Başka bir deyişle, güçlü bir güvenlik duvarınız olabilir. Ama o duvar aşıldığında ayakta kalmanızı sağlayacak olan şey, siber dayanıklılık stratejinizdir.

Nasıl "Siber Dayanıklı" Olursunuz?
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Siber Dayanıklılığın 4 Temel Adımı

1.     Hazırlıklı Olmak

Tehdit senaryolarına göre planlama yapmak, risk değerlendirmeleri gerçekleştirmek, çalışanları farkındalık konusunda eğitmek ve kriz anı prosedürleri oluşturmak.

2.     Önlem Almak

Güncel güvenlik sistemleri, EDR/XDR çözümleri, güçlü parola politikaları, çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ve Zero Trust mimarisi ile saldırı riskini en aza indirmek.

3.     Tehditleri Tespit Etmek

Anormal davranışları, şüpheli ağ aktivitelerini ve potansiyel ihlalleri hızlıca tespit edebilen sistemlere (örneğin SIEM veya XDR) sahip olmak.

4.     Müdahale ve İyileşme

Olay anında etkili müdahale edebilmek, sistemleri kısa sürede geri yüklemek, veri kaybını en aza indirgemek ve marka itibarını koruyacak iletişim süreçlerini devreye almak.

Siber Dayanıklığı Artırmak İçin En İyi Uygulamalar

1.     Proaktif Bir Güvenlik Stratejisi Belirleyin

Savunmaya odaklanan geleneksel yöntemlerin ötesine geçin. Riskleri önceden tahmin eden, sürekli izleme ve tehdit avcılığı (threat hunting) içeren proaktif bir yaklaşım benimseyin. Bu sayede yalnızca saldırılara tepki vermekle kalmaz, potansiyel tehditleri ortaya çıkmadan önce engellemiş olursunuz.

2.     Kimlik ve Erişim Yönetimine Öncelik Verin

Siber saldırıların büyük bölümü, yetkisiz erişimlerden kaynaklanır. Bu nedenle çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), güçlü parola politikaları ve Zero Trust mimarisi gibi uygulamalar siber dayanıklılığın temelidir. Kimlik, veri güvenlik sınırıdır.

3.     Yedekleme ve Kurtarma Startejilerini Güçlendirin

Verilerin düzenli olarak şifrelenmiş ve offline ortamlarda yedeklenmesi, saldırı sonrası hızlı toparlanmanın anahtarıdır. Felaket kurtarma planları hem teknik olarak test edilmeli hem de organizasyon içinde bilinir olmalıdır.

4.     Güvenlik Farkındalığını Kurum Kültürüne Dahil Edin

İnsan hatası hâlâ en yaygın tehdit vektörlerinden biridir. Bu nedenle çalışanlarınızı düzenli olarak sosyal mühendislik, kimlik avı (phishing) ve şüpheli davranışlar konusunda eğitin. Farkındalık, en iyi savunma katmanlarından biridir.

Siber Dayanıklığın Faydaları

1.     Daha Az İşletme Kesintisi:

Siber dayanıklılığın en büyük avantajlarından biri, siber saldırı sırasında ve sonrasında kesinti süresinin azalmasıdır. Siber saldırı esnasında kritik sistemleriniz çevrimiçi kalacağı için,herhangi bir gelir kaybı yaşamazsınız.

2.     Daha İyi İtibar:

Siber saldırıya karşı dayanıklık,güvenliği önceliği olan şirketin itibarına katkı sağlar. Bu,müşteri ve şirketin arasındaki ilişkiye yansır.

3.     Artırılmış Veri Güvenliği:

Veri şifreleme, düzenli yedeklemeler ve sıkı erişim kontrolleri, herhangi bir siber dayanıklılık çerçevesinin yaygın unsurlarıdır. Bu önlemler,herhangi bir sorun karşısında bile hassas verilerin korunduğu anlamına gelir.

4.     Daha Hızlı Kurtarma:

Eğer işletme,fazla güçlüyse verilerin daha hızlı kurtulmasını sağlayabilir.

5.     Operasyonel Süreklilik:

Güçlü bir siber dayanıklılık stratejisi, kriz anında bile işletme operasyonlarının kesintisiz devam etmesini sağlar. Bu,siber olaylardan kaynaklanabilecek arıza veya kayıpların önlenmesinde yardımcı olur.

Siber dayanıklılık ile siber güvenlik arasındaki fark nedir?

Siber güvenlik, siber tehditleri engellemeye odaklanırken; siber dayanıklılık, bir saldırı gerçekleştiğinde bu duruma hızlıca yanıt verip toparlanma yeteneğini kapsar. Yani siber dayanıklılık, saldırı sonrası iş sürekliliğini ve veri bütünlüğünü sağlamaya yönelik bütüncül bir yaklaşımdır.

Küçük ve orta ölçekli işletmeler için siber dayanıklılık neden önemlidir?

KOBİ’ler, genellikle sınırlı BT kaynaklarına sahip oldukları için hedef alınmaları durumunda toparlanmaları daha zor olur. Bu nedenle siber dayanıklılık, sadece büyük şirketler için değil, her ölçekteki kurum için kritik önemdedir. Çünkü bir kesinti, müşteri kaybı ve itibar zedelenmesi gibi geri dönüşü zor sonuçlar doğurabilir.

Siber dayanıklılığı artırmak için nereden başlanmalı?

İlk adım, risk değerlendirmesi yaparak olası tehdit senaryolarına karşı hazırlıklı olmaktır. Ardından yedekleme stratejilerinin oluşturulması, MFA gibi temel güvenlik önlemlerinin devreye alınması ve çalışan farkındalığının artırılması önerilir.

Bir saldırı sonrası hızlı kurtarma nasıl mümkün olur?

Şirketin düzenli olarak offline ve şifreli yedek alması, felaket kurtarma planlarının test edilmesi ve kriz yönetimi süreçlerinin tanımlanmış olması sayesinde saldırı sonrası hızlı toparlanmak mümkündür. Bu hazırlıklar, veri kaybını ve kesinti süresini minimize eder.

Siber dayanıklılığın iş sonuçlarına katkısı nedir?

Siber dayanıklılık, gelir kaybını önler, müşteri güvenini korur, regülasyonlara uyumu kolaylaştırır ve marka itibarını yükseltir. Bu da uzun vadede rekabet avantajı ve sürdürülebilirlik sağlar.

Petrol Sektöründe Kesinti Yüzünden Her Dakika Milyonlar Kaybediliyor: Çözüm Neden MSP?

Petrol Sektöründe Kesinti Yüzünden Her Dakika Milyonlar Kaybediliyor: Çözüm Neden MSP?
Petrol Sektöründe Kesinti Yüzünden Her Dakika Milyonlar Kaybediliyor: Çözüm Neden MSP?
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Petrol ve enerji sektörü dünyamızın can damarlarından biridir. petrol sektöründe kesinti ya da duraksama, üretimden lojistiğe kadar bütün zinciri etkiler. Üretim hatlarının, veri toplama sistemlerinin ve tedarik zincirinin her an çalışır durumda olması bu sektör için doğası gereği bir zorunluluktur.

Ancak teknolojik altyapılar da farklı nedenlerden dolayı çökebilir, yavaşlayabilir ve duraksayabilir. İşte bu noktada, Yönetilen Hizmet Sağlayıcılar (MSP) devreye giriyor. Operasyonlarınızın kesintisiz sürmesi ve gelecekteki risklere hazırlıklı olmak adına MSP’ler kurumlara çeşitli avantajlar sağlıyor.

Bu yazımızda petrol sektöründe kesintisiz operasyonların ve sürekliliğin cevabını neden MSP’lerde aramamız gerektiğini anlatıyor olacağız.

Operasyonel Süreklilik ve Gerçek Zamanlı Müdahale

Petrol sektöründe kesinti sadece maddi kayıplara değil ayrıca güvenlik ve sürdürülebilirlik konularında da sıkıntılara yol açar. Yaşanan beklenmedik kesintiler, milyonlarca dolarlık kayıpların yanında çevresel ve operasyonel riskleri de beraberinde getirir.

  • Küresel ölçekte enerji tesisleri, plansız duruşlardan yılda ortalama 149 milyon dolar kaybediyor. (Energies Media, 2025)
  • Kısa süreli kesintiler bile ciddi sonuçlar doğurabiliyor: Yılda sadece %1 kesinti süresi (yaklaşık 3,65 gün), 5 milyon doları aşan zararlara yol açıyor. (Energies Media, 2025)
  • Upstream (arama ve üretim) şirketleri, yılda ortalama 27 gün plansız duruş yaşarken bu da 38 milyon dolarlık kayıp anlamına geliyor. (Energies Media, 2025)
  • Rusya’da bir madencilik firması tarafında gerçekleşen ekipman arızası, 17.500 ton dizel yakıtın çevredeki nehirleri kirletmesine neden oldu. Bu olay, Rusya tarihindeki en ciddi çevre felaketlerinden biri olarak kayda geçti ve firma 2 milyar dolar ceza ödemek zorunda kaldı. (BBC News, 2021)

Proaktif İzleme:

Yönetilen hizmet sağlayıcılar, proaktif izleme sayesinde altyapıyı sürekli izlerler. Böylece yalnızca mevcut sorunlar değil, ileride oluşabilecek potansiyel sorunlar da önceden izlenerek önlem alınabilir.

Arıza Öncesi Tespit:

Geleneksel IT yaklaşımındaki sorun çıktıktan sonra çözmeden farklı olarak MSP’ler gelişmiş izleme araçları sayesinde sorun daha ortaya çıkmadan arızayı tespit edebilecek sapmaları belirler. Bu şekilde, kesinti yaşanmadan müdahale edilir.

Üretimin Durmaması İçin Kritik Rol:

MSP’ler SCADA sistemlerinden saha terminallerine kadar uzanan geniş bir sistemi denetleyerek enerji şirketlerinin operasyonel sürekliliğini korur. Gerçek zamanlı müdahale ile kısa duraklmaların milyonlarca dolarlık zararlara dönüşmesini de önler.

Felaket Senaryolarına Hazırlık: DRaaS’ın Stratejik Önemi

Petrol ve enerji sektöründe felaketler sadece dijital altyapıları kapzamaz; fiziksel zararlar, çevresel sorunlar ve milyar dolarlık cezaları da kapsar. Yangın, patlama, doğal afet veya siber saldırı gibi felaket senaryoları her zaman masadadır. Bu nedenle Disaster Recovery as a Service (DRaaS) yani Hizmet Olarak Felaket Kurtarma, felaketler sonrası geri yüklemenin hızlıca tamamlanması ve iletişim ağlarının tekrar çalışır durumda olması adına kritik önem taşır. DRaaS ile operasyonların ayağa kalkma süresi kısalır ve devamlılığı sağlanır.

Modern DRaaS Yapılarının Avantajları:

  • Kritik verilerinizi yedekleyerek güvence altına alır, güvenli bir şekilde depolar.
  • Eş zamanlı replikasyon ile tüm verileriniz ve sistemleriniz, alternatif bir veri merkezine anında kopyalanır.
  • Kriz anında hızlı bir şekilde geri yüklenerek iş sürekliliği sağlanır.
  • İstediğiniz zaman belirlenen felaket senaryolarını test edebilirsiniz. Düzenli testler sayesinde, felaket durumlarına karşı kurumunuzu daha hazırlıklı hale getirirsiniz.

Nitelikli İnsan Kaynağına Alternatif: Dış Kaynakların Katkısı

Petrol sektörü gibi yüksel uzmanlık gerektiren bir alanda, nitelikli IT (BT) personeli bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Kısıtlı insan kaynağından gittikçe dijitalleşen ve karmaşıklaşan altyapılarının yönetimini beklemek de çok zor. Ayrıca Petrol gibi 7/24 çalışan sektörlerde bulunan BT personelini de elde tutmak zorlaşıyor.

MSP Ekipleriyle Uzmanlık Transferi:

Yönetilen Hizmet Sağlayıcıları (MSP’ler), kurumlara doğrudan uzmanlık sağlayarak bu yetkin personel açığını kapatıyorlar. Özellikle ağ yönetimi, güvenlik, felaket kurtarma ve yedekleme gibi kritik fonksiyonlarda nitelikli uzmanlara ve bu uzmanların profesyonel bilgilerine ulaşmış oluyorsunuz.

7/24 Destek Avantajı:

MSP’lerin sunduğu bir başka avantaj da kesintisiz 7/24 destek hizmeti. Gün ve saat farketmeksizin MSP ekipleri müdahale eder ve sistemleri denetler.

Regülasyonlar, Denetimler ve Veri Güvenliği

Petrol sektöründe kullanılan bir IT (BT) altyapısı, yalnızca performans odaklı değil ayrıca yasal gereksinimleri de karşılamalı. Petrol şirketleri; Petrol ve enerji sektörünce uygulanan ISO 27001, IEC 62443 gibi bilgi güvenliği ve endüstriyel kontrol sistemlerine özgü regülasyonlara uymakla yükümlüdür.

Yönetilen hizmet sağlayıcınızı seçerken bu regülasyonlara uyduğu ve teknik IT beklentinizi karşılayabildiği açısından emin olmanız sonrasında sürpriz hukuki süreçlerle karşılaşmamanız açısından önemlidir.

Dijital Dönüşüm Yolculuğunda Stratejik İş Ortaklığı

Petrol sektöründe dijitalleşme sektörün ve kurumların rekabetçi avantajını koruyabilmesi adına bir zorunluluk. Bu dönüşüm sürecinin başarıyla tamamlanması ve kurum içinde sürdürülebilir bir konuma gelmesi için ise stratejik iş ortaklığı gerekiyor.

MSP’nin Sadece Destek Değil, Danışmanlık Rolü:

MSP’ler artık sadece bir “dış kaynak IT ekibi” değil.

  • Dijitalleşme yol haritasının çıkarılmasında,
  • Uygun teknolojilerle desteklenilmesinde,
  • İhtiyaçlarınızın belirlenmesinde aktif görev alınmasında,
  • IT yatırım maliyetlerinizi azaltmada,
  • Veri güvenliğinin sağlanmasında aktif rol ve görev alarak dijitalleşme hızınızı arttırıyor ve doğru uygulandığından emin oluyorlar.

Eğer siz de Eclit “Yönetilen Hizmetler” çözümleri hakkına bilgi almak istiyorsanız bize ulaşabilirsiniz!

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Yönetilen hizmet nedir ve petrol sektörü için ne avantaj sağlar?

Yönetilen hizmet, BT altyapısının dış kaynaklar aracılığıyla izlenmesi, yönetilmesi ve optimize edilmesidir. Petrol sektöründe operasyonel verimliliği artırır, sistem kesintilerini önler ve uzman desteğini sürekli hale getirir.

DRaaS ile klasik yedekleme arasındaki fark nedir?

Klasik yedekleme yalnızca verileri korur. DRaaS ise bir felaket anında sistemlerin, uygulamaların ve süreçlerin tamamını hızlıca geri getirmeyi sağlar; bu da operasyonun kısa sürede ayağa kalkması demektir.

MSP hizmeti almak maliyeti artırır mı?

Tam tersine, MSP’ler ölçeklenebilir çözümler sunarak maliyetleri öngörülebilir hale getirir. Ayrıca olası sistem arızalarının ve siber tehditlerin önüne geçilmesi sayesinde operasyonel kayıplar minimize edilir.

Enerjide Kesinti Riskini Azaltmak Neden Önemli? Kesinti Riski Nasıl Azaltılır?

Enerjide Kesinti Riskini Azaltmak Neden Önemli? Kesinti Riski Nasıl Azaltılır?
Enerjide Kesinti Riskini Azaltmak Neden Önemli? Kesinti Riski Nasıl Azaltılır?
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Enerji sektörü, üretimden dağıtıma kadar her aşamada sürekliliğin olması gereken bir yapıya sahiptir. Elektrik üretim tesislerinden şebeke kontrol merkezlerine, rafinerilerden saha operasyonlarına kadar tüm süreçlerin merkezinde teknoloji ve operasyon yer alır. Bu operasyonlarda kullanılan teknolojilerin herhangi bir anda durması, yalnızca iç operasyonları değil, hizmetleri de doğrudan etkiler.

İşte tam da bu nedenle kesintiler sadece teknik sorunlar değil, operasyonel krizlerin tetikleyicisi haline gelir. Yönetilen hizmetler ve Felaket Kurtarma Hizmetleri, bu riski azaltmak ve sistemi her koşulda ayakta tutmak için önemli bir rol oynar.

Kesinti Sadece Bir Duruş Değildir, Ciddi Bir Kayıptır

Kesintilerin etkileri göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Özellikle enerji, petrol ve doğalgaz sektörlerinde:

  • Tek bir saatlik kesinti, bir tesise ortalama 500.000 dolar kaybettiriyor.
  • %1’lik yıllık duruş süresi (3,65 gün), 5 milyon doların üzerinde zararla sonuçlanabiliyor.
  • Yukarı akış şirketleri yılda ortalama 27 gün plansız duruş yaşıyor; bu da 38 milyon dolar seviyesine ulaşan maliyetler demek.
  • Son birkaç yılda, plansız duruşlara bağlı zararlar %76 oranında artarak yılda 149 milyon dolara çıktı.
  • Türkiye’de ise yalnızca bir saatlik elektrik kesintisi, sanayi sektöründe ortalama 18 milyon TL’lik zarar anlamına geliyor.

Bu rakamlar, kesintilerin yalnızca sistem durması değil, itibar, güvenlik ve yasal uyumluluk gibi alanlarda da ağır sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.

Neden Bu Kadar Tehlikeli?

Kesinti anında ortaya çıkan riskler şunlardır:

  • Üretim ve dağıtım zincirleri sekteye uğrar.
  • Otomasyon sistemleri devre dışı kalır.
  • Kritik veriler erişilemez olur.
  • Regülasyonlara uyumsuzluk nedeniyle ceza ve denetim riski oluşur.
  • Müşteri memnuniyeti ve güven kaybı yaşanır.

Fortune Global 500 şirketleri, her yıl plansız duruşlar nedeniyle 1,5 trilyon dolar kaybediyor. Bu, toplam yıllık cirolarının %11’ine denk geliyor.

MSP: Görünmeyen Tehlikeleri Ortadan Kaldıran Güç

Yönetilen hizmet sağlayıcılar (MSP), altyapının sürekli çalışmasını sağlamak için 7/24 izleme, önleyici bakım ve uzaktan müdahale gibi hizmetler sunar. Bu hizmetler sayesinde:

  • Arızalar gerçekleşmeden önce fark edilir,
  • Kaynak planlaması optimize edilir,
  • İç ekiplerin yükü azalır,
  • Siber güvenlik açıkları proaktif biçimde yönetilir.

Enerji sektöründe çalışan sistemlerin karmaşıklığı göz önüne alındığında, dış kaynak kullanımı daha esnek ve sürdürülebilir bir operasyon sunar.

DRaaS: Felaketler İçin Plan, Kesintisizlik İçin Güvence

Disaster Recovery as a Service (DRaaS), veri merkezlerinin, uygulamaların ve hizmetlerin felaket anlarında hızla geri getirilmesini sağlar. Bu, yalnızca veri yedeklemek değil; operasyonun tamamını yeniden devreye alabilmek anlamına gelir.

  • Gerçek zamanlı veri replikasyonu yapılır.
  • Otomatik sistemler sayesinde minimum kesintiyle operasyon devam eder.
  • Regülasyonlara uygunluk kolaylaşır.

Özellikle fiziksel ve dijital afetler enerji altyapısını doğrudan tehdit ederken DRaaS bu tehditlere karşı iş sürekliliği garantisi sağlar. Enerjide kesinti riskini azaltmak için fırsatlar sunar.

Enerji sektörü, artık yalnızca üretim ve dağıtım değil; aynı zamanda teknolojik direnç meselesidir. MSP ve DRaaS çözümleri, enerji altyapılarını daha esnek, güvenli ve kesintilere karşı hazırlıklı hale getirir. Bugünün yatırımı, yarının kesintisini engeller.

Sık Sorulan Sorular (FAQ)

1. MSP enerji sektörü için neden önemlidir?
MSP (Managed Service Provider), IT altyapınızı dışarıdan yöneten bir hizmet sağlayıcıdır. Enerji gibi kesintisiz çalışması gereken sektörlerde altyapının sürekli izlenmesi, proaktif şekilde yönetilmesi ve güvenli hale getirilmesi hizmetleriyle kritik rol oynar.

2. DRaaS ile geleneksel yedekleme arasındaki fark nedir?
DRaaS, yalnızca veri yedeklemesi yapmaz; sistemleri, uygulamaları ve tüm iş akışını felaket anlarında hızla yeniden devreye alır. Bu sayede operasyonel süreklilik korunur, veri kaybı ve zaman kaybı minimuma indirilir.

3. Enerji şirketleri kesinti riskine karşı nasıl daha dirençli hale gelebilir?
Enerji şirketlerinin bu risklere karşı direnç kazanması için altyapılarını sürekli izlemeleri, güvenlik açıklarını kapatmaları ve felaket senaryolarına karşı hazırlıklı olmaları gerekir. MSP ve DRaaS çözümleri, hem önleyici bakım hem de hızlı toparlanma süreçleriyle bu direnci sağlar.

Yönetilen Hizmetler ve DRaaS hakkında daha fazla bilgi için bize ulaşın!

BT Hizmetleri Nedir? BT Hizmet Yönetimi Nasıl Yapılır?

BT Hizmet Yönetimi Nedir? Hangi süreçler uygulanır ve prosedürleri nedir? Kurumunuza BT hizmet yönetim süreçlerini nasıl uyumlandırabilirsiniz?
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

BT hizmet yönetimi (ITSM), organizasyonların bilgi teknolojileri hizmetlerinin son kullanıcıya en doğru ve verimli şekilde ulaşması için yapılan süreçler ve yönetimlerin bir bütünüdür. Bu yazımızda da organizasyonlardaki BT hizmetleri nedir, BT hizmetleri yönetimlerinin süreçleri nasıldır  ve sağladığı faydalar nelerdir, derinlemesine bahsedeceğiz.

BT Hizmetleri Nedir?

BT hizmetleri, işletmelerin bilgi ve iletişim teknolojileri altyapılarını kurmalarını, yönetmelerini ve sürdürmelerini sağlayan profesyonel çözümler bütünüdür.

BT Hizmet Yönetimi Nedir?

BT hizmet yönetimi nedir sorusu cevaplanırken bir işletmenin bilgi teknolojileri hizmetlerini planlı, verimli ve kullanıcı odaklı bir şekilde sunmasını sağlayan sistematik süreçler bütünü olduğu söylenebilir. Temel amacı, BT altyapısının yalnızca teknik olarak çalışmasını değil, aynı zamanda iş hedefleriyle uyumlu, sürdürülebilir ve yüksek kaliteli hizmetler sunmasını sağlamaktır. Bu kapsamda hizmet masası yönetimi, olay ve problem yönetimi, değişiklik süreçlerinin kontrolü, varlık ve konfigürasyon takibi gibi birçok süreç yürütülür. Kuruluşlar genellikle bu süreçleri ITIL (Information Technology Infrastructure Library) gibi çerçevelerle standartlaştırır.

BT Hizmetlerinin Temel Süreçleri Nelerdir? 

BT hizmet yönetimi (ITSM), belirli ITSM süreçleri çerçevesinde uygulanır. Kurumlarda uygulanan bazı ITSM süreçleri şunlardır: 

Olay Yönetimi: Kullanıcıların yaşadığı kesinti, hata gibi problemlerin çözülmesi hedeflenir. Hizmet en hızlı şekilde normal akışına döndürülmeye çalışılır. 

Talep Yönetimi: Talep yönetimi kullanıcılardan gelen standard isteklerin karşılanmasını kapsar. Yeni cihaz talebi, şifre sıfırlama, kurulum gibi isteklere hizmet sunulur. 

Problem Yönetimi: Problemlerın tekrar etmemesi için kök çözümler geliştirilir. Olay yönetimi sırasında çözülen sorunların tekrar etmemesi adına analizler yapılır ve sorunların nedeni ortadan kaldırılır. 

Değişiklik Yönetimi: BT sistemlerine yapılacak güncelleme ve değişikliklerin sorunsuz tamamlanması, hizmet sürekliliğin korunmasını sağlar. 

Varlık ve Konfigürasyon Yönetimi: Varlık altyapısında yer alan bütün hizmet ve ekipmaların kaydını tutarak müşteriye en uygun ve sorunsuz hizmetin verilmesi amaçlanır. 

Varlık ve Konfigürasyon Yönetimi: Varlık altyapısında yer alan bütün hizmet ve ekipmaların kaydını tutarak müşteriye en uygun ve sorunsuz hizmetin verilmesi amaçlanır. 

BT hizmetlerinin bu süreçler çerçevesinde hizmet vermesi hizmetin doğruluğu ve sürekliliğini sağlamakla kalmaz karışık prosedürleri yalınlaştırarak hizmeti her iki taraf için de kolaylaştırır. 

BT Hizmet Yönetiminin Kurumlara Sağladığı Faydalar 

BT hizmetleri sadece teknolojik ve teknik süreçleri yönetmez ayrıca organizasyonun stratejik hedeflerine de doğrudan pozitif bir etkisi vardır. BT hizmet yönetiminin kurumlara sağladığı bazı faydalar:

Hizmet Kalitesinde Artış 

Standartlaşmış süreç ve prosedürler sayesinde süreçler iyileşir ve hizmet kalitesi artar. Daha öngörülebilir biz hizmet sunulur ve karışıklıklar ortadan kalkar. 

Operasyonel Verimlilik 

Tekrarlayan ve kurumun stratejik hedeflerine katkı sağlamayan işler otomatikleştirilerek çalışanların gerçekten değer katan kritik işlere yönelmesi sağlanır. 

Kullanıcı Memnuniyetinin Artması 

Kullanıcılara daha kaliteli hizmet sunulur ve kullanıcılar geri bildirim ile hizmet yönetimini sürekli olarak iyileştirir. Sonuç olarak da daha memnun bir kullanıcı kitlesi oluşur. 

Raporlama ve Sürekli İyileştirme 

Verilen hizmetler kayıt altına alınarak analiz edilir ve raporlanır. Hizmetler eksik yönleri analiz edilerek sürekli olarak iyileştirilir. 

BT Hizmet Yönetiminde Süreçlerin Kuruma Uyumlandırılması 

BT hizmetleri yönetimi kuruma özel olarak ihtiyaçlara göre şekillendirilmelidir. Temel süreçler ITSM için evrensel ilkeler sunsa bile, süreçler kurumun ihtiyacına göre özel olarak uyarlanmalıdır. İşte ITSM süreçlerinin kuruma uyumlandırılabilmesi için bazı stratejiler: 

Mevcut Durum Analizi ile Başlayın 

BT ekibinizin hangi durumda olduğunu bilmek, hangi süreçlerin uygulandığını öğrenmek uzun vadeli stratejilerin ulaşılabilir ve ölçekli olmasını sağlar.  

Kritik Süreçleri Önceliklendirin 

Her kurumun kendi işleyişine ve verdiği hizmete göre önceliklendirmesi gereken süreçler vardır. Kritik işleri önceliklendirmek  düzen oturtmanız açısından önem taşır. 

Süreçleri Kademeli Olarak Uygulayın

Süreci kademeli olarak uygulayarak ekiplerin alışmasını kolaylaştırırken problemleri tespit edebilir ve ilerlemeden çözebilirsiniz. 

Kültürel Uyum ve Eğitim Önemlidir 

Ekibinizin süreci içselleştirmesi ve uyumlanması gerekmektedir.

İzleme, Raporlama ve Geliştirme Döngüsü Kurun 

Uygulanan hizmet ve süreçler raporlanmalı, analiz edilmeli ve performansı ölçülmelidir. 

Dijitalleşmenin Anahtarı BT Hizmet Yönetimi 

Günümüzde BT hizmetleri teknolojik yatırımların sürdürülebilir ve doğru şekilde yürütülebilmesi için kurumlarda kilit bir anahtardır. ITSM sayesinde operasyonel verimlilik ve kullanıcı memnuniyeti artar, ayrıca sadece teknik sorunlar için değil kurumun uzun vadeli stratejilerinde de önemli bir rol oynar. Kurumunuz için doğru BT hizmeti yönetimi stratejisi bulmak kurumunuza ileriye dönük katkı sağlar. 

Siz de dijitalleşme sürecini sorunsuz şekilde tamamlamak, yönetilen hizmetler ve BT destek hizmetleri seçeneklerini değerlendirerek ekibinizin yeni projelere odaklanmasını sağlamak isterseniz bize ulaşabilirsiniz! 

Yönetilen Hizmetler vs IT Ekibiniz: Hangisi Şirketiniz İçin Daha Avantajlı?

Yönetilen Hizmetler vs. Kendi IT Ekibiniz: Hangisi Şirketiniz İçin Daha Avantajlı?
Yönetilen Hizmetler vs. Kendi IT Ekibiniz: Hangisi Şirketiniz İçin Daha Avantajlı?
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Dijital dönüşüm çağında IT yalnızca bir destek fonksiyonu değil; büyümenin, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin merkezinde yer alan bir strateji. Bu nedenle şirketlerin IT yapılanmalarına dair verdiği kararlar, sadece bugünü değil, geleceği de doğrudan etkiliyor.

Kritik soru şu: Şirketinizin IT altyapısını kendi iç kaynaklarınızla mı yöneteceksiniz, yoksa yönetilen hizmet sağlayıcılardan (MSP) destek mi alacaksınız?

Bu yazıda iki yaklaşımı stratejik, operasyonel ve maliyet boyutlarıyla karşılaştırıyor; kararınızı verirken göz önünde bulundurmanız gereken temel noktaları derliyoruz.

1. Stratejik Perspektif: Odak Noktanız Ne Olmalı?

Kendi IT Ekibinize Sahip Olmak:

  • Şirket kültürüne ve süreçlerine entegre çalışan bir ekip oluşturma imkânı sunar.
  • Kritik iş bilgisi içeride tutulur, bu da bazı sektörlerde güvenlik açısından avantaj yaratabilir.
  • Ancak iç ekiplerin büyük bölümü operasyonel işlerle boğuşur; bu da inovasyon ve stratejik planlamaya zaman kalmamasıyla sonuçlanabilir.

MSP ile Çalışmak:

  • MSP’ler, yalnızca altyapı değil aynı zamanda strateji ortağınız olabilir.
  • Dijitalleşme, ölçeklenebilirlik, bulut geçişi ve siber güvenlik gibi konularda yol haritası çizebilir.
  • Sadece teknoloji değil, süreç danışmanlığı ile de destek verir.

2. Operasyonel Yük: Kim, Ne Kadar Taşır?

Kendi IT Ekibinize Sahip Olmak:

  • Donanım arızası, yazılım güncellemesi, veri yedekleme, güvenlik olayları gibi onlarca başlığı içeride yönetmek gerekir.
  • Her alan için ayrı uzman bulmak zor ve maliyetlidir.
  • Özellikle 7/24 destek ve felaket kurtarma süreçlerinde ciddi kapasite gerekir.

MSP ile Çalışmak:

  • 24/7 izleme, proaktif müdahale, SLA (hizmet seviyesi anlaşmaları) ile kesintisiz hizmet sağlanır.
  • Yedekleme, güvenlik, lisans yönetimi gibi süreçler uzman ekiplerce yürütülür.
  • Kurum içi ekibin yükü azalır; ekip daha çok iş süreçlerine odaklanabilir.

3. Maliyet Dinamikleri: Görünmeyen Giderlere Dikkat

Kendi IT Ekibinize Sahip Olmak:

  • Görünürde sadece maaş ve ekipman maliyeti gibi görünse de:
    • İşe alım,
    • Eğitim,
    • Lisanslar,
    • Yedekli sistem yatırımları,
    • Personel devir maliyetleri gibi kalemler hesaba katıldığında toplam sahip olma maliyeti ciddi boyutlara ulaşır.

MSP ile Çalışmak:

  • Aylık sabit veya modüler hizmet bedeliyle öngörülebilir bir bütçe yönetimi sağlar.
  • İlk yatırım maliyetlerini minimize eder.
  • Geniş altyapı yatırımları yapılmadan en güncel teknolojiye erişim imkanı verir.

Örneğin; Orta ölçekli bir firmanın yıllık IT personel gideri 2-3 kişilik bir ekip için 1.5 milyon TL’yi aşabilirken, benzer kapsamda bir MSP hizmeti yıllık 700-800 bin TL düzeyinde olabilir.

4. Güvenlik ve Uyum: Sadece Firewall Yetmez

Kendi IT Ekibinize Sahip Olmak:

  • Siber tehditlerin karmaşıklığı her geçen gün artarken, iç ekiplerin bu tehditlere karşı sürekli güncel kalması zordur.
  • KVKK, ISO 27001, PCI DSS gibi regülasyonlara tam uyum için özel danışmanlık gerekir.

MSP ile Çalışmak:

  • Proaktif siber güvenlik çözümleri, log analizi, saldırı önleme sistemleri entegre olarak sunulur.
  • Yasal uyum süreçleri MSP tarafından üstlenilir.
  • Sektörel denetimlerde raporlama kolaylaşır.

5. Esneklik ve Ölçeklenebilirlik: Geleceğe Hazır mısınız?

Şirketiniz büyüdükçe IT altyapınız da büyümeli. Kendi ekibinizle bu ölçeklenmeyi sağlamak genellikle yavaş ve pahalıdır. MSP’ler ise ihtiyaç duyduğunuz anda kapasite artışı sağlayabilir, yeni şubelerinizde altyapıyı hızlıca kurabilir. Dönemsel projelerde esnek/ölçeklenebilir kaynak kullanımı sunar.

Hangi Model Ne Zaman Tercih Edilmeli?

Yönetilen Hizmetler vs. Kendi IT Ekibiniz: Hangisi Şirketiniz İçin Daha Avantajlı?

Stratejik Bir Danışman Olarak MSP

IT süreçlerinin verimli, güvenli ve sürdürülebilir biçimde yönetilmesi, artık sadece teknik değil yönetimsel bir sorumluluk haline geldi. Doğru MSP ile çalışmak, sadece yük paylaşımı değil, şirketin geleceğe daha güçlü hazırlanması anlamına gelir.

Eclit olarak;

  • IT altyapınızın kesintisiz çalışması,
  • Verinizin korunması,
  • Çalışanlarınızın verimli teknolojilerle desteklenmesi,
  • Bütçenizin optimize edilmesi için

yönetilen hizmet çözümlerimizi kurumunuza özel tasarlıyoruz.

Sizin için en uygun çözümü birlikte değerlendirmek isterseniz bize ulaşabilirsiniz!

Turizm Sektörü İçin KVKK Uyumlu Veri Güvenliği: Müşteri Bilgilerinizi Nasıl Korursunuz? 

Turizm sektöründe veri güvenliği
Turizm sektöründe veri güvenliği
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Turizm işletmeleri işlerin doğası gereği kişilerin kimlik numarası, kart bilgileri, pasaport bilgileri gibi kritik ve kişisel bilgilerine ihtiyaç duyan ve veri tabanında saklayan bir sektördür. Müşteriler bu sektör ile çalışırken verdikleri bilgilerin sadece verdikleri izinler doğrultusunda kullanılmasını bekler ve verilerinin güzenle saklanmasını ister. Fakat durum her zaman istenen doğrultuda gitmeyebilir, özellikle turizm sektörüne karşı yapılan siber saldırıların artması müşteri verilerini riske atıyor ve işletmlerin itibarını zedeleyebiliyor. Bu yazımızda da sizlere turizm şirketlerinin KVKK’ya uygun bir şekilde nasıl veri güvenliği sağlayacağını anlatacağız. 

KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) Nedir? 

KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu), hem kamu hem de özel sektörü kapsayan kişisel verilerin kullanımını ve bu verilerin güvenliğini konu alan temel yasa çerçevedir.  

KVKK Kanunun Amaçları 

  • Bireylerin kişisel verileri üzerinde kontrol sahibi olmalarını sağlamak. 
  • Verilerin hukuka uygun kullanılmasını sağlamak. 
  • Kişisel verilerin kullanımını kısıtlamak. 
  • Verilerin kötü kullanımı karşısında yaptırım uygulamak. 
  • Uluslarası veri güvenliği standartlarını sağlamak. 

Turizm Sektöründe Toplanan Kişisel Veriler 

Turizm sektöründe kişisel verilerin toplandığından bahsettik, bu verilerin neden bu kadar önemli olduğunu anlamak adına bu verilerin neler olduğundan da bahsedelim: 

  • Kimlik Bilgileri: 
  • Ad ve soyad 
  • T.C. kimlik numarası 
  • Pasaport bilgileri 
  • Doğum tarihi 
  • Cinsiyet 
  • İletişim Bilgileri: 
  • Telefon numarası 
  • E-posta adresi 
  • İkamet adresi 
  • Seyahat ve Konaklama Bilgileri  
  • Kişi sayısı 
  • Konaklama adresi 
  • Uçuş detayları 
  • Ödeme Bilgileri 
  • Kredi kartı bilgileri 
  • Fatura adresi 
  • Sağlık Bilgileri 
  • Sağlık durumu 
  • Engel durumu 
  • Alerji bilgileri 

Gibi kişinin hayatının her noktasından toplanan kişisel veriler, seyahatimiz sırasında paylaşılan bilgilerden sadece bir kaçı. Bu gibi bilgilerin kötü amaçlarla kullanılması müşterilere maddi ve manevi zarar verir. Şirketinizin hukuki yaptırımlara maruz kalmasına sebep olabilir. 

KVKK Kapsamında Dikkat Edilmesi Gerekenler 

Şirketinizde verileri KVKK’ya uygun şekilde saklamak istiyorsanız uymanız gereken bazı temel ilkeler var. 

Hukuka ve Dürüstlük Kurallarına Uygun İşleme 

Kişisel verileri şeffaf, iyi niyetli şekilde toplanmalıdır. Müşteriden gizli bilgi toplanmamalıdır. 

Doğru ve Gerektiğinde Güncel Olma 

Veriler düzenli olarak güncellenmeli ve yanlış olanlar düzeltilmeli. 

Belirli, Açık ve Meşru Amaçlarla İşleme 

Veriler açıkça belirtilmiş , belirli ve meşru nedenler ile işlenmeli. “İleride lazım olabilir” düşüncesi ile veri toplanmamalı. 

Veri Minimasyonu (İşlendikleri Amaçla Bağlantılı, Sınırlı ve Ölçülü Olma) 

Veri yalnızca ihtiyaç duyulan kadar toplanmalı, ihtiyaç duyulmayan veriler işlenmemeli. 

İlgili Mevzuatta Öngörülen Süre Kadar Muhafaza Edilme 

Verilerl gerekli olduğu süreç boyunca saklanmalı, ihtiyaç duyulmayan veriler yok edilmeli veya anonim hale getirilmeli. 

KVKK Uyumlu Veri Güvenliği Uygulamaları 

KVKK toplanan verilerin nasıl korunması ve işlenmesi gerektiğini de düzenler. Kişisel Verileri Koruma Kanun’un 12. Maddesine göre veri sorumluları veri güvenliğini sağlamak, verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır. Aldığınız teknik ve idari tedbirler bir zorunluluk olsa da müşteri güvenini sağlmak için ayrıca bir şanstır. 

Teknik Tedbirler: 

Teknik tedbirler veri güvenliğini sağlamak amacıyla yazılımsal donanımsal yapılan önlemlerdir. Bu önlemler: 

  • Erişim Kontrolü 
  • Veri Maskeleme ve Şifreleme 
  • Güvenlik Duvarı ve Antivirüs Kullanımı 
  • Loglama (Kayıt Tutma) 
  • Yedekleme ve Felaket Kurtarma Planları 

İdari Tedbirler: 

İdari tedbirler, organizasyonel süreçlerde veri güvenliği açısından alınan önlemlerdir. 

  • Personel Eğitimi 
  • Veri İşleyenlerle Sözleşme Yapılması 
  • Politika ve Prosedür Oluşturulması 
  • Aydınlatma Yükümlülüğü ve Açık Rıza Süreçleri 

Olası Riskler ve Yaptırımlar 

KVKK’yı ihlal ettiğiniz vakit şirketinize bazı idari para cezaları uygulanabilir. 

Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na göre: 

  • Aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında 5.000 Türk lirasından 100.000 Türk lirasına kadar para cezasına 
  • Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 15.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar 
  • Kurul tarafından verilen kararları yerine getirmeyenler hakkında 25.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar 
  • Veri Sorumluları Siciline kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket edenler hakkında 20.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar 
  • Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında 50.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar 

idari para cezası verilir. 

Yukarıda da görebilceğiniz gibi KVKK’yı ihlal etmeniz sonucunda veri sorumlusu 5.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar idari para cezası ile karşılaşabilir. 

Fakat şirketler sadece para cezası ile karşı karşıya kalmaz. Özellikle turizm gibi müşteri ile bağ kuran bir sektörde, müşterinin güvenini kaybetmek itibar kaybına ve sonucunda müşteri kaybına sebep olabilir.  

Şirketinizin itibarını korumak ve maddi kayıplar yaşamamak adına KVKK uyumlu veri güvenliği ile müşteri bilgilerinizi korumanızı öneriyoruz. 

Eğer siz de KVKK uyumlu veri güvenliği çözümleri ile ilgileniyorsanız, bize ulaşabilirsiniz! 

Turizmde IT Problemleri: Sektörü Zorlayan 5 Büyük Sorun 

Turizm sektöründeki 5 IT problemi
Turizm sektöründeki 5 IT problemi
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Turizm sektörü de bütün sektörler gibi dijital dönüşümün etkisi ile hızla değişmektedir. Müşterilerin rezervasyon yapmasından işletmelerin müşteri bilgilerini saklamasına kadar çeşitli ve farklı bir çok süreç artık dijital dönüşümün etkisinde kalarak dijital araçlar ve sistemler üzerinden yürütülmektedir. Fakat günümüzde işletmelerin tümü, dijital dönüşüm süreçlerine %100 uyum sağlayabilmiş değil. Dijital dönüşüm sürecine başladıklarında bazı sorunlarla karşılaşıyorlar. Bu yazımızda turizm sektöründe karşılaşılan en büyük 5 IT sorununu inceleyeceğiz…  

Sorun 1: Entegrasyon Eksikliği ve Veri Uyumsuzluğu 

Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler farklı operasyonlar için farklı sistemler kullanmaktadır: Rezervasyon, CRM, ödeme, envanter gibi birçok farklı veri için farklı yazılım sistemler bulunmaktadır. Bu yazılım sistemlerinin birbiri ile entegre olarak çalışmaması ise veri uyumsuzluğu ve eksik veriler gibi sorunlara yol açar. Örneğin: Rezervasyonunu ve ödemesini tamamlamış bir müşterinin verilerinde uyumsuzluk olması muhasebe süreçlerinş olumsuz etkileyebilir ve yıl sonu raporlarında sorunlara yol açar. 

Sorun 2: Siber Güvenlik ve Kişisel Verilerin Korunması 

Turizm sektöründeki işletmeler işlerinin ihtiyaçları gereği müşterilerin kritik bilgilerine saahip olurlar. Rezervasyon işlemleri sırasında toplanan ad, soyad, pasaport bilgisi, kimlik bilgisi veya kredi kartı bilgileri bunlardan sadece birkaçıdır. Bu bilgilerin siber saldırı veya güvenlik açıkları sırasında açığa çıkması sadece müşterinin perspektifinden bir sorun değildir. Kritik bilgilerin çalınması müşterilerin firmaya olan güvenini sarsar ve itibarını düşürür, ayrıca yasal sorunlara da yol açarak işletmenize maddi olarak zarara sokar. Bu nedenlerle, işletmelerde kişisel verilerin korunması kritik bir konudur. 

Gerçek Örnekler: 

 

Sorun 3: Dijitalleşme ve Nitelikli Personel Eksikliği 

Dijitalleşme ile gelen yeni yetkinlikleri personellerinizin de edinmesi çok önemli. Kurduğunuz yeni ve dijital sistemlerden en iyi verimi almanız için çalışanlarınız bu sistemleri nasıl en iyi şekilde kullanacağını bilmeliler. Çalışanlarınızın sistem üzerinde yaptığı hatalar, sistemlerin durmasına ve verilerin kaybolmasına neden olabilir. Bu nedenle çalışanların yazılımlar hakkındaki bilgilerini güncel tutmak müşteri memnuniyetini sağlamak açısından çok önemlidi. Özellikle sürekli eğitimler ile çalışanların bilgileri güncel tutularak dijital araçları sorunsuz kullanmaları sağlanabilir. 

Sorun 4: Teknolojik Yatırımların Maliyeti ve Geri Dönüş Süresi 

Dijital dönüşümün önündeki engellerden biri de dijitalleşmenin ve teknolojik yatırımların yüksek maliyetidir. Güncel yazılımlar bulmak ve bu yazılımları control edip sorunlarını çözebilecek bir ekip kurmak özellikle küçük işletmeler için yüksek maliyetlidir. Fakat teknolojik yatırımlar anlık olarak yüksek maliyetli gözükse bile uzun dönem yatırımlar olarak düşünülmelidir. 

Sorun 5: Dijitalleşmenin Rehberlik ve Müşteri İlişkilerine Etkisi 

IT uygulamalarının artması sektördeki verimliliği ve operasyonlardaki hızı arttırsa da müşteri ilişkilerinde doğru bir şekilde konumlandırmak önemli hâle geliyor. Özellikle yapay zeka asistanlarının müşteri deneyiminin artan bir parçası olması müşteri menuniyetinin dijital süreçler ile entegre olmasına neden oluyor. Yapay zekanın özellikle farklı isteklere hakimiyeti ve müşterilerin duygularına ne kadar dokunabildiği konuları soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

Zendesk 2025 yılı 59 AI müşteri hizmetleri istatistiği verilerine göre: 

  • CX liderlerinin %70’i, üretken yapay zekanın kuruluşların müşteri deneyimlerini yeniden değerlendirmelerine yol açtığını söylüyor. 
  • CX liderlerinin %70’i, iki yıl içinde üretken yapay zekayı birçok müşteri temas noktasına entegre etmeyi planlıyor. 

Turizm sektöründeki bu beş büyük IT sorununu çözmek müşteri ile iç içe olan bu sektörde dijitalleşmede başarıya adım adım yaklaşmakla eş değerdir. Bu 5 IT sorununun getirdiği karmaşa, maddi zarar ve itibar kaybı; işletmenizin hizmet sunma kabiliyetini sekteye uğratabilir. Ancak doğru yazılımlara yapılan bilinçli yatırımlar ile dijitalleşmenin ve dijital uygulamaların avantajlarını işletmenizde verimli bir biçimde kullanabilirsiniz. Bu nedenle, IT’ye yatırımları uzun dönem yatırımlar olarak görmek ve bilinçli olmak çok önemli. 

Eğer işletmenizde dijitalleşme çözümleri ile ilgileniyorsanız bize ulaşabilirsiniz! 

Tıbbi Stok Yönetimi Dönüşümü: Manuel Takip Artık Yeterli Değil! 

Tıbbi Stok Yönetimi Dijital Dönüşümü: Manuel Takip Artık Yeterli Değil!
Tıbbi Stok Yönetimi Dijital Dönüşümü: Manuel Takip Artık Yeterli Değil!
İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Tıbbi stok yönetimi, medikal kurumun doğru ve eksiksiz çalışması için tedarikçiden hastanın kullanımına kadar uzanan cihazların yönetimine denir. Sağlık personellerinin hastalarını efektif ve en iyi şekilde tedavi edilebilmesi adına tıbbi malzeme ve cihazların yeterli kapasitede olması gereklidir. Bu cihaz ve malzemelerin stok takibinin manuel yapılması zamandan kaybettirirken tıbbi personelin değeri yüksek işlere odaklanmasını da engellemektedir. Neden manuel takibin artık yeterli olmadığını gelin, birlikte inceleyelim. 

Dijital Tıbbi Stok Yönetimi Çözümleri  

Stok yönetiminde karşılaşabilinecek sorunları en aza indirgemek ve stoklarınızı optimize etmek için dijital stok yönetimi çözümlerini değerlendirebilirsiniz. Bazı dijital stok yönetimi çözümleri: 

Otomatik Takip ve Raporlama 

Anlık olarak verilerin güncellenmesi ve raporlanması için otomatik takip ve raporlama sistemleri kullanılır. Stoklar sürekli takip edilir ve raporlarda stok hatalarına yer verilmez, böylece acil anlarda bile eksik veya hatalı stok bulunmaz. 

Utah Üniversitesi İlaç Bilgi Servisi tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen bir ankete göre;

  • Hastanelerde ve sağlık sistemlerinde çalışan eczacıların %99’u ilaç tedarik sıkıntısı yaşadığını bildirdi. Bu durumların %33’ünün kritik, %63’ünün ise orta düzey etkili olduğu belirtildi. Üstelik ilaç stok takibinin düzenli sağlanamamasının tedarik sıkıntısını tetiklediğinden de bahsedildi.

Yapay Zeka Tabanlı Sistemler 

Yapay zeka tabanlı sistemler kullanarak stokların giriş ve çıkış bilgilerini doğru şekilde, zahmetsizce takip edebilir ve stoklarınızı optimum seviyede tutabilirsiniz. Siparişlerinizi veriye dayalı bir şekilde verebilirsiniz ve stoklarınızın yetersiz kalma ihtimalini minimize edersiniz. 

Bulut Tabanlı Entegrasyonlar  

Bulut tabanlı entegrasyonlar ile veri kayıplarına karşı güçlü önlem alırsınız, felaket veya siber saldırı sonrasında eksiksiz şekilde verilerinizi geri yükler ve operasyonlarınızda kesintiyi önlersiniz. Özellikle yönetilen yedekleme hizmetlerinin sağladığı arttırılmış güvenlik ile verilerinizi yüksek düzeyde güvenlik önlemleri ile korursunuz. Ayrıca verilerinize kolayca erişir ve kaynaktan tasarruf sağlarsınız. 

Dijital Stok Yönetiminin Sağlık Kuruluşlarına Avantajları 

Dijital tıbbi stok yönetimi sağlık kuruluşlarına maliyet, zaman, hız gibi bir çok farklı yönden avantaj sağlar. Bu avantajlar kuruluşun operasyonlarını iyileştirirken ayrıca değer katan işlere de odaklanma şansı verir.  

Maliyet Tasarrufu 

Dijital stok yenileme otomatik sipariş mekanizması ile stokları optimum seviyede tutar. Malzemelerin bitmesinin önüne geçmesinin yanı sıra gereksiz alımları da engeller böylece fazla malzeme almazsınız ve gereksiz maliyetlerin önüne geçersiniz. 

Hızlı Karar Alma 

Stoklarınız anlık güncellendiği için hızlı karar alabilirsiniz, en son ve güncel veriler her zaman elinizde olur. 

Personel Verimliliğini Artırma 

Dijital tıbbi stok yönetimi sayesinde sağlık çalışanlarının manuel stok sayımı gibi zamanlarından alan işler yerine asıl işlerine daha çok efor ve zaman harcabilir. 

Öncelikli Ürün Tespiti 

Acil durumlarda kullanmak için kritik ürünlere önceliklendirme yapar ve stok seviyelerini yeterli tutmaya çalışır. Ayrıca, tarihi geçen veya yaklaşan ürünleri tespit eder ve önceliklerine göre sipariş verir. 

Gelecek Trendleri ve Uygulama Örnekleri 

Stok yönetiminde dijitale geçiş büyük hastaneler tarfından da uygulamaya konuluyor.  

SAPinsider’ın yazısında John Hopkins hastanesinde stok yönetimini nasıl geliştirdiklerini ve dijitalleştirdiklerini anlatıyor. İşte John Hopkins hastanesinde yapılan bazı farklılıklar: 

  • Envanter süreçlerini optimize etmek için sistem entegrasyonu ve otomasyonu oluşturuldu. 
  • Hastane sistemine SAP ERP uygulandı. 

Sonuç olarak manuel tıbbi stok yönetimi sağlık sektörü için verimsiz bir hal aldı. Dijital tıbbi stok yönetimi çözümlerini kullanmak ve avantajlarından yararlanmak işinizi büyük ölçüde kolaylaştırırken asıl işlerinize odaklanmanız için bir gereklilik. Hızlı gelişen ve değişen bu dijital dünyada sağlık kuruluşlarının da geri kalmaması için dijital dönüşüme ayak uydurmaları çok önemli. 

Eğer siz de dijital çözümler ve dijital dönüşüm ile ilgileniyorsanız Eclit’in sunduğu çözümlere göz atabilirsiniz. 

Ucuz Antivirüs Kullanmak Pahalıya Mal Oluyor! 

Her zaman uygun fiyatlı olan cazip görünse de niteliksiz antivirüsler gerçek bir koruma sağlamaz, sadece güvende olduğunuz hissini yaratır.
Her zaman uygun fiyatlı olan cazip görünse de niteliksiz antivirüsler gerçek bir koruma sağlamaz, sadece güvende olduğunuz hissini yaratır.

İçeriği analiz eden Bing AI Creator ile oluşturulmuştur.

Her zaman uygun fiyatlı olan cazip görünse de niteliksiz antivirüsler gerçek bir koruma sağlamaz, sadece güvende olduğunuz hissini yaratır. KOBİ’lerin düşük maliyet sebebiyle niteliksiz antivüslere yöneldiği bir gerçek fakat fark etmedikleri şey ise uzun vadede bu antivirüslerin sağlamadığı korumanın daha kritik sorunlara sebebiyet vererek yüksek maliyetli kurtarma çözümleri kullanmaya yol açacak olması. 

KOBİ’lerin, gittikçe sıklaşan siber saldırılardan etkilenme ihtimali oldukça yüksek. Örneğin bir araştırmaya göre KOBİ’ler, %60 daha fazla siber saldırıya maruz kalıyor. Yani anlayacağınız, niteliksiz antivirüs her zaman sandığınızdan daha pahalıya patlıyor. Gelin, bu yazımızda kaliteli bir antivirüs kullanmanın sizi nelerden kurtarabileceğine birlikte göz atalım…

Ucuz Antivirüs Yazılımlarının Gerçek Maliyeti 

KOBİ Aktüel’e göre siber saldırıların %43’ü KOBİ’leri hedef alıyor ve saldırıya uğrayan KOBİ’lerin %60’ı 6 ay içerisinde iflas ediyor. Yaşanan siber saldırılar sonrası kaybedilen itibar ve müşteri güveni, iş kesintileri firmaların kazançlarını düşürüyor ve yaşanan veri kaybı toparlanma sürecini uzatıyor. Düşük fiyatlı ve cazip görünen antivirüslerin sağladığı yetersiz korumanın firmalar üzerinde iflasa kadar varan sonuçları oluyor.  

Gerçek Dünya Örnekleri ve İstatistikler 

Veriler de KOBİ’lere karşı artan siber saldırıları ve KOBİ’lerin yaşadığı mali kayıpları destekler yönde. 

Komron Rahmonbek’in 35 Alarming Small Business Cybersecurity Statistics for 2025 ve Nivedita James Palatty’nin 51 Small Business Cyber Attack Statistics 2025 yazılarındaki verilere göre: 

  • KOBİ’lerde siber güvenlik olaylarının %95’inin maliyeti 826 ila 653.587 dolar arasında değişiyor. 
  • %40’a yakın küçük işletme saldırı sonucunda kritik verilerini kaybettiğini belirtiyor. 
  • Küçük işletme çalışanları, büyük işletmelerdeki çalışanlara göre %350 daha fazla sosyal mühendislik saldırısına maruz kalıyor. 
  • Veri ihlalleri yaşayan şirketlerde tekrar eden müşteri sayısında keskin bir düşüş görülüyor. 

Neden Güçlü Bir Antivirüs ve Güvenlik Önlemi Şart? 

Niteliksiz antivirüsler ancak temel tehditlere karşı koyabilir ve hatta bunu yaparken dahi yetersiz koruma sebebiyle veri kayıplarına yol açabilir. Veri kayıpları işi aksatır ve bu sürede mali kayıplar yaşanır. Eğer güçlü bir antivirisünüz varsa iş sürekliliğiniz büyük bir oranda garanti altındadır. Ayrıca kaliteli ve kapsamlı bir antivirüs tercih ettiğinizde, antivirüsünüz güncelliğini korur. Fakat düşük bütçeli, kapsamsız bir antivirüs tercih ettiğinizde tehditlere hızla açık hâle gelebilirsiniz. 

KOBİ’ler İçin En Doğru Siber Güvenlik Yaklaşımı 

Sizlere KOBİ’niz için en doğru siber güvenlik yaklaşımının nasıl olması gerektiğinden bahsedelim: 

Güçlü Bir Antivirüs Yazılımı Seçin 

KOBİ’ler güçlü antivirüsü uzun dönemli bir yatırım olarak görmeli ve sağladığı avantajları göz önünde bulundurmalı. Satın aldıkları antivirüsün güvenilir ve güncel bir kaynaktan olduğundan emin olmalı böylece siber saldırılara karşı tam kapsamlı korumadan yararlanabilir. 

Antivirüs Programınızı Güncel Tutun

Gelişen ve değişen antivirüs programları gibi siber saldırılar da gelişiyor ve değişiyor. Antivirüs programınızın güncel olması bu saldırılara karşı tam kapsamlı koruma sağlamanıza yardımcı olur. 

Antivirüs Yazılımınızı Test Edin

Simülasyonlar ve seneryolar ile antivirüs yazılımınızı test etmeniz gerçek bir saldırı durumunda etkileri azaltmanızda yardımcı olur. 

Çalışanları Bilgilendirin

Çalışanlarınıza insan odaklı siber saldırılar hakkında bilgilendirin ve farkındalık eğitimleri verin. Böylece çalışanlarınızdan kaynaklı ihlalleri azaltmış olursunuz. Nivedita James Palatty’nin 51 Small Business Cyber Attack Statistics 2025 yazısına göre siber güvenlik ihlallerinin %95’i insan hatasından kaynaklanıyor. 

Yedekleme Planı Oluşturun 

Siber saldırı sonrası yaşanabilecek veri kaybını engellemek adına yedekleme ve kurtarma planı geliştirmelisiniz. Böylece kesintiler sonrası kritik verilerinizi kaybetmeden operasyonlarınız devam eder. 

Yedeklemenizi Test Edin 

Yedeklerinizin doğru bir şekilde tutulduğundan emin olmak için periyodik testler ile kontrol etmelisiniz böylece gerçek bir saldırı durumunda sorunsuz bir şekilde yedeklerinize erişebilirsiniz. 

Çok Katmanlı Güvenlik Yaklaşımı Benimseyin 

Antivirüs çok önemli olsa da tek başına yeterli olmayabilir, antivirüs korumanızı farklı güvenlik yaklaşımları ile güçlendirmeniz daha güçlü bir savunma sağlayacaktır. 

Eğer siz de kuruluşunuz için network ve güvenlik hizmetinden yararlanmak istiyorsanız Eclit çözümlerine göz atabilirsiniz!